© WWW.CILTUZMANI.COM Copyright © 2007
[ciltuzmani.com]. All rights reserved
Uzmanından en tarafsız kaynak.
Antiaging
Eskiden beri bilim kurgu gibi görülen bu konu
yıllar geçtikçe üzerinde yapılan çalışmalar sonrası
hastalıkların gidişatında ve ortaya çıkmasında ne
kadar önemli bir rolü olduğu görülmüştür.
Yaşlanmanın etkilerini azaltıp, yaşam kalitesini
yükseltmek ve daha uzun yaşamak mümkün mü?
Anti-aging (yaşlanmanın gerilemesi, yaşlanmada
ters dönme) programı, dengeli beslenme ve
kişiye uygun diyet egzersiz programlarının yanı
sıra eksik hormonların vitamin ve minerallerin
dışarıdan verilmesini de kapsıyor.
Üniversitelerimizde böyle bir uzmanlık dalı yoktur.
Bu konu üzerinde bilimsel çalışmalar yapan
kişilerden çok sağdan soldan duydukları ile yada
uzak doğuda Rusya'da ve başka yerlerde birkaç
hafta kurs almış ve kendini uzman ilan etmiş
kişilerin sayısı çok fazla. Bu kişiler özellikle medya
tarafından uzman olarak önümüze çıkarılıyor.
Üstelik bir de herkesin “tıp doktoru” sandığı
diyetisyenler de buna müdahale edince, konu
iyice karışmış durumda
Az kalori ile hayatı sürdürme
Yapılan birçok araştırmanın ortak sonucu olarak çıkan
‘az kalori ile hayatı sürdürme’ tekniği hala en
güvenilir yöntem olmaya devam ediyor. Bu teknik ile
ilgili çalışmalar da halen bitmemiştir. Bugüne kadar
yaşlanmayı yavaşlatan tek ispatlanmış metod kalori
kısıtlamasıdır. SIR2 adı verilen bir sirtuin geni ilk
olarak maya mantarlarında saptanmış. Bu genin açlık
durumunda canlının hayatını uzatmasından sorumlu
olduğu anlaşılmış. Daha sonra farelerde de pek çok
deney yapılmış. Çok daha az kalori alan farelerin çok
daha uzun yaşadıkları saptanmıştır.
Cholesterylester Transfer Protein
CETP genindeki mutasyonlara bağlı CETP düzeyinin
artması, damar sertliği olarak bilinen aterosklerozun sık
görülmesine ve dolayısı ile yaşam süresinin kısalmasına
neden olmaktadır. Oysa CETP düzeyi düşük
kişilerde yaşam süresi çok daha uzundur. İlaç
firmaları bu maddenin düzeyini azaltan ilaçlar üzerine
çalışmaktadır.
Adiponektin
ADIPOQ geni tarafından belirlenen , kan şekeri
regülasyonunda ve yağ asidi parçalanması da dahil
olmak üzere bir dizi metabolik süreçte yer alan bir
hormondur. Hormon düzeyleri erişkinlerde vücut yağ
yüzdesi ile ters ilişkilidir. Hormon, tip 2 diyabet,
obesite, ateroskleroz, yağlı karaciğer hastalığı ve
çağımızın hastalığı metabolik sendrom için koruyucu bir
rol oynamaktadır.
ICF-I (Somatomedin C)
İnsulin benzeri büyüme faktörü. Çocuklarda çok yüksek
miktarda bulunurken yaşlı insanlarda seviyesi çok
düşüktür. Büyümeyi arttıran bu hormon dolayısı ile
yaşlanmayı da arttırmaktadır. Kalori kısıtlamaları kana
daha az ICF-I salgılanmasına ve belirgin olarak yaşam
süresinin uzamasına neden olmaktadır.
Taurin
Araştırmalar, taurin eksikliğinin yaşlanmaya katkıda
bulunabileceğini ve takviyenin uzun ve sağlıklı bir
yaşamı destekleyeceğini göstermektedir. Fareler ve
maymunlar da dahil olmak üzere hayvan modellerinde,
taurin seviyelerinin tamamlanması, yaşam süresini
uzatmış ve yaşlanma belirteçlerini yavaşlatmıştır.
Bununla birlikte, taurinin bu potansiyel yaşlanma karşıtı
etkilerini doğrulamak için daha fazla insan deneyi
gereklidir.
Yaşlanma önlenebilir mi?
Anti-Aging ile ilgili olarak yapılan terapilerin hiçbiri
henüz yaşlanmayı geciktirip geciktirmediği konusunda
net sonuçlar içermiyor. Yapılan araştırmalar ve
yayınlanan bildiriler kısmen onaylansa bile, terapinin
tamamiyle bir bütün olarak araştırıldığı bir çalışma
bulunmuyor; fakat tıp çevrelerinden, amacının oldukça
mantıklı olduğuna dair destek alıyor.
IL-17 Proteini
Çığır açan bir çalışmada, bilim insanları IL-17
proteininin cilt yaşlanmasındaki önemli rolünü
belirlediler. Araştırmacılar, ciltteki bazı bağışıklık
hücrelerinin yaşlanma sürecinde yüksek IL-17
seviyeleri ifade ettiğini ve bunun da iltihabi bir duruma
katkıda bulunduğunu keşfetti. IL-17'yi inhibe ederek,
bozulmuş saç folikülü büyümesi, transepidermal su
kaybı, yavaş yara iyileşmesi ve yaşlanmanın genetik
belirteçleri gibi yaşlanma semptomlarının gecikmeli
olarak ortaya çıktığını kaydettiler.
Çalışma, IL-17 proteininin cilt yaşlanmasında önemli bir
rol oynadığını ve geçici olarak engellenmesinin
yaşlanma belirtilerinin gecikmesine neden olduğunu
ortaya koymuştur. Gelecekteki araştırmalar IL-17'nin
diğer doku ve organların yaşlanma süreçlerindeki
rolünü daha fazla araştıracaktır.
Anti-Aging
terapisinde,
hormon
tedavisi, egzersiz ve
beslenme
düzenlenmesi yer alır.
Egzersiz
Yaşla birlikte kas kitlesi azaldıkça yağ oranı artar
bunun için vücudu aktif tutmak önemlidir. Örneğin ev
işleri yapmayan sedanter kadınların diğerlerine göre
daha erken yaşlanıp öldüğü saptanmıştır. Ev işleri sizin
için faydalıdır. Yine çalışan erkeklerde beyin
fonksiyonlarındaki kayıp çalışmayanlara oranla çok
daha az olmaktadır. Egzersiz sonrası arkadaşlarla
gidilecek bir sauna terlemeyi stress atmayı gevşemeyi
sağladığı gibi pozitif sosyal bir etki de sağlayacaktır.
Egzersiz sırasında fazla sıvı alımı hiponatremik
ensefalopati ile ölüme sebep olabilir. Aktivite sırasında
saat başı 400-800ml su sınır olmalıdır. Araştırmalar
normal kilosu altında yada üstünde olan kişilerin daha
erken öldüğünü göstermiştir. Günde yarım saatlik
çalışma 90 yaşına kadar yaşama şansınızı %33 arttırır.
Köpek sahibi olmak hem bir dost hemde spor arkadaşı
kazanmanızı sağlar. Egzersiz sırasında kas ağrısı veya
rahatsızlığı pek iyi değildir. Egzersiz sonrası allerjiniz
yoksa bikarbonat ve aspirin içeren alka seltzer tarzı bir
şeyler alın. Bikarbonat kasların oluşturduğu laktik asidi
inaktive eder, aspirin ise böbreklerden toksinin
atılmasını sağlar. Kafein dozunda alınırsa kalp
sorununuz yoksa sanıldığı kadar kötü değildir.
Sporcularda dayanıklılığı egzersiz kapasitesini ve kilo
kaybını arttırır. Egzersiz esnasında kasların
karbonhidrat yerine yağ yakmasını arttırdığı
düşünülmektedir. Masabaşı çalışıyorsanız her saatde bir
5-10 dakika ayakta tüm vücut kaslarınızı geren
egzersizler yapın.
Erkekler için bazı öneriler: Erken saatlerde
erkeklerde kas kitlesini arttıran yağı azaltan moodu
düzelten Testesteron üretiminde kullanılan LH değeri
%60 kadar yüksek olabilmektedir. Erkeklerde ostrojen
dominant değildir ancak gereklidir. Artarsa kilo almaya
yağ birikimine ve yorgunluğa sebep olur. Ostrojen
uzaklaştırıcı günde en az 15 dakikalık ara vermeden
yapılan rezistans egzersiler gereklidir. Besinlerle alınan
proteinlerin kullanılabilmesi için gerekli proteaz
enzimleri çiğ sebze ve meyvelerde vardır. Spor
performansı destek ürünleri olan DIM, Indol-3
Carbinol, Chrysin, Calcium D-Glucarate erkek
vücüdunda östrojeni temizler. Prostatın büyüdüğü
benign prostat hiperplazisi, 40 yaşın üzerindeki
erkeklerde PSA ve prostat muaynesi ile izlenmelidir.
Kadınlar için bazı öneriler: Premenapozal dönemde
orta derece egzersizlerin ruh ve genel sağlık üzerine
pozitif etkileri iyi araştırılmıştır. Haftada 3 kez orta
derece egzersiz, belirgin olarak premenstrual
semptomları azaltır. Günde 20 dakika yapılması
sinirlilik gerginliği azaltacağı gibi beyin fonksiyonlarını
arttırır. Vücut ödemini azaltır. Endorfin salgılatarak
kendinizi iyi hissetmenize ve iştahınızın artmasına
neden olur. Postmenapozal dönemde kalp damarlarının
tıkanmasını önler. Menapozal dönemde herkesçe
osteoporoz olduğunu bilinsede osteoporozun, kilo alımı
azaltılarak başlamasının ve ilerlemesinin
yavaşlatılabildiği bilinmemektedir. Üstelik kas dokusu
da canlılığını koruyacaktır.
Anti-Aging beslenme
Vitamin ve
diğer
antioksidan
prepratlar
destekleyici
olarak
kullanılabilir.
Ama herşeyden önce bu ihtiyaçlarımızı doğal
besinlerden gidermeye çalışmalıyız. Konserveler yerine,
taze veya donmuş sık sebze , meyve ve mümkün
olduğunca çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmelidir.
Brokoli, Enginar, Kuşkonmaz, Pancarlar, Brüksel
lahanası, Lahana, Yeşil çay, domates, yoğurt, havuç,
karnabahar, pazıotu, patlıcan, mısır, salatalık, sarımsak,
pırasa, marul , soğan, domates, Meyvelerden ise elma,
kayısı, avakado, muz, böğürtlen, çilek, yaban mersini,
mürver, üzüm, incir, kivi, limon mango, kavun, karpuz,
zeytin, portakal, çarkıfelek meyvesi, papaya şeftali
armut, hurma, ananas, nar, erik ahududu, çilek
antioksidandır.
Hayvani yağlar yerine, zeytinyağı, kanola yağı,
ayçiçekyağı, soya yağı gibi sıvı yağlar.
Kurubaklagillerde,bol miktarda bulunan saponinler,
antioksidant ve antikanserojen etki gösteriyorlar.
Zeytinyağı en iyi antioksidan yağ. Bol E vitamini
içeriyor, Ayrıca, kötü kolesterolün (LDL) okside olmasını
ve damar duvarına girmesini önleyerek, iyi kolesterolü
(HDL) arttırıyor. Yağsız süt ürünleri, protein ve
kalsiyumdan zengin, doymuş yağdan fakir besinler.
Kemik, diş ve kasların yapısını sağlamlaştırıyor.
Demirin en çok bulunduğu besinler, kırmızı etler, ciğer,
yumurta sarısı, nohut, mercimek, balık, istiridye, yeşil
yapraklı sebzeler. Eksikliğinde, kansızlık ve bağışıklık
sisteminde bozukluklar oluşuyor. Ancak, demir fazlalığı
hücrelerinin erken yaşlanmasına, yağlanmasına neden
oluyor. Bu yüzden demir preperatları doktor
kontrolünde almak gerekiyor. Kızartılan yiyeceklerin
içinde kanserojen etki yapan maddeler oluşuyor.
Önlemek için fırınlama, buharda veya mikrodalgada
pişirmek gerekiyor. Unlu gıdalar, beyaz ekmek, pirinç,
patates ve tüm şeker katkılı gıdaların glisemik indeksi
yüksek. Bu da erken yaşlanmaya sebep oluyor. Beyaz
pirinç yerine, posa bakımından zengin esmer pirinç
veya bulgur pilavı tercih etmek iyi bir çözüm. Tahıl
hububat, yulaf, arpa, darı,kahverengi pirinç, kepekli
buğday,kepekli un, çavdar ekmeği, gibi lifli besinler, ve
ne kadar fazla sebze, meyve yenirse o kadar fazla lif
alınmış oluyor. Günde 30 - 35 gram kadar lif almak
vücut için yararlı. Ayrıca bu besinler antioksidan ve
vitaminler açısından da zengindir.
Anti Aging terapi yönteminin en önemli
noktalardan biri; vücutta var olan ancak zamanla
azalan hormonları eski seviyelerine ulaştırmaktır.
Peki bu hormonlar ya da vitaminler
nelerdir ve vücutta ne işe yarıyorlar?
Cilt yaşlanmasını önlemek için C vitamini, Koenzim Q
10, Alfa-Lipoik Asit, Likopen ve Proantosiyanidinler
gibi güçlü antioksidanlardan yararlanılmaktadır.
Kozmofarmasötiklerden bazıları cilt yaşlanmasını ve
kırışıklıkları önlemekte (likopen, alfa-lipoik asit)
bazıları oluşmuş kırışıklıkları da bir ölçüde
giderebilmekte (C vitamini), diğer bir kısmı ise cildi
güçlendirmekte ve yenilemektedir (Retin A, furfuyl
adenin)
DHEA
DHEA hem kadında hem de erkekte yaşlanma
başladıkça seviyesi düşen bir hormondur. Birçok
araştırma sonucu DHEA’nın sinir sistemi, immün
sistem, stres bozuklukları, kanser ve kardiyovasküler
hastalıklara karşı koruyucu olduğu ortaya çıktı. San
Diego’daki California üniversitesi 6 ay boyunca kadın
ve erkek deneklere her gün 50 ml DHEA vererek,
deneklerin fiziksel ve psikolojik olarak iyileştiklerini ve
kas güçlerinin arttığını açıkladılar.
MELATONİN
Melatonin beynin hemen alt bölümünde pineal
bezden üretilen bir hormondur. Antioksidant olup her
gece üretilir ve vücudun uykuya dalmasına neden
olur. Yorgunluktan korunmayı sağlar ve anti
kanserojen etkilerinin olduğu ortaya çıkarılmış bir
hormondur. Serbest radikal çöpçüsüdür ve
antioksidan etkileri arttırır. Uv tarafından oluşan
eritemi azaltır.
ALC
Aminoasit gibi enerjiyi uyaran bir bileşimdir. Kalp
kaslarını güçlendirir. Hem normal yaşlanan bireylerde
hem de Alzheimer hastalarında kavramayı
günçlendirdiği açıklanmıştır. ALC mitokondirial
fonksiyonu çeşitli şekillerde geliştirdiği için
yaşlanmayı yavaşlattığı ortaya çıkmıştır. Mitokondria
hücrelerin güç kaynağıdır. Burada bütün hayati süreç
için enerji üretilir. Bilim adamları mitokondrial
fonksiyonun düşmesinin yaşlanmaya neden olduğunu
savunuyorlar.
CO ENZİM Q10
Ubikinon olarak da bilinir. Hücre çekirdeğinde
bulunur hücrenin enerjisini sağlar.Kardiyovasküler
sistemi koruyucu, enerji verici ve kanseri önleyici bir
bileşimdir. Biliz Nokow tarafından yapılan bir
çalışmada Ubikinon iğnesiyle farelerin ömrü %50
oranında uzatılmıştır. Ucla Sağlık Merkezi’nde yine
farelerin maksimum ömrü yüksek Ubikinon dozları
sayesinde uzatılmıştır. Her iki çalışmada da Ubikinon
verilen farelerin ileri ki yaşlarında iyi ve sağlıklı
göründükleri açıklanmıştır. Ubikinon LDL
peroksidasyonlarını vitamin E den daha iyi azaltır
Koenzim Q10 (CoQ10), vücudunuzun ürettiği bir
antioksidandır. Enerji üretiminde önemli roller oynar
ve hücresel hasara karşı korur .Araştırmalar,
yaşlandıkça CoQ10 seviyelerinin düştüğünü ve
bununla takviyenin yaşlı bireylerde sağlığın belirli
yönlerini iyileştirdiği gösterilmiştir.
CoQ10 takviyeleri, yaşlanma sürecini ve yaşa bağlı
hastalıkların başlangıcını hızlandıran serbest
radikallerin ve diğer reaktif moleküllerin birikmesiyle
karakterize bir durum olan oksidatif stresi azaltmaya
yardımcı olur
CoQ10 yaşlanmayı geciktirici bir takviye olarak umut
vaat etse de, yaşlanmayı geciktirmenin doğal bir yolu
olarak önerilebilmesi için daha fazla kanıta ihtiyaç
vardır.
LİPOİC ACİD
Alfa lipoic asit, lipoic asit diye de bilinir tek serbest
radikal koruyucusudur. Antioksidanttır. Bilim
adamlarına göre alfa lipoic asit yaşlanmayı azaltan
etkenlerden biridir. Alfa lipoic asit kanda glukozun
zararını azaltıp yaşlanma sürecini uzattığı
söylenmiştir. Vitamin C , Vitamin E ve glutatyon gibi
diğer antioksidanların siklusunu sağlar Diyabetli
hastalarda oldukça iyi sonuçlar alındığı gözlenmiştir.
Halen fareler üzerinde deneyler yapılmaktadır.
SİSTEİN VE PROSİSTEİN
Sistein protein sentezinde kullanılan bir sülfir
aminoasittir. Bizi Uv ışınlarının negatif etkilerinden
korur. Romanya’da yapılan yeni bir çalışmada
sistein’nin laboratuvar çalışmalarında yaşamı uzattığı
belirlenmiştir. Prosistein ise sisteinin değişik bir
şeklidir ve daha güvenli olduğuna inanılır.Özellikle N-
asetilsisteinin UVB ye bağlı gelişen immun yetmezliğe
karşı tümör baskılayıcı genler aracılığı ile ve glutatyon
seviyesini arttırarak etki gösterdiği kanıtlanmıştır.
Hem sistein hem prosistein insanın her hücresinde
bulunmaktadır hücrelerin oksidatif strese karşı korur.
Glutatyonun yaşlandıkça miktarı düşer ancak kan
seviyesini yükseltmek için Glutatyon değil N-
asetilsisteinin almak gerekir.
LIKOPEN
Likopen, carotenoit denilen bitki pigment ailesinin
bir üyesidir. 600 den fazla değişik karotenoid vardır.
Likopen, hücreleri serbest radikal hasarından
korumasının yanı sıra, hücreler arasındaki bağları
güçlendirmekte ve hücre metabolizmasını
geliştirmektedir Likopen ve karoten bunların arasında
en önemli olanlardır. UV ışınlarından koruyucu etkisi
vardır. Bunlar yaprak, domates ve diğer bitkilere açık
rengini veren pigmentlerdir. Likopen bunların
arasında yaşlanmayı önleyici görevinde en önemli
maddedir. Likopen seviyesi yaş ilerledikçe düşer.
Likopenin farelerdeki değişik kanser türlerine de iyi
geldiği bilinmektedir.
VİTAMİN E
Vitamin E, selenyumun antioksidant aktivitesine
yardımcı olan plazma membranlar ve dokudaki
lipofilik yapıdaki en önemli antioksidandır. Hücre zarı
yıkımını engeller. Selenyumla birlikte bağışıklık
fonksiyonunun artmasını sağlar. Vitamin E hem
erkekte hem de kadında kalp krizi riskini azaltır.
Güneşin oluşturduğu kızarıklığı şişliği güneş hasarını
(DNA da bozulma ve bağışıklık sisteminde
zayıflamayı) engeller. Birçok kanser türüne karşı
vücudumuzu koruduğu araştırmalar ile
desteklenmiştir.
VİTAMİN B5
Bir çok krem içeriğinde alkol formu olan pantenol
bulunmaktadır. Oksijen ve ışık varlığında stabil ancak
asit baz veya yüksek sıcaklıklarda anstabildir. Deride,
normal hücre metabolizmasında önemli bir Koenzim
A komponenti olan pantotenik aside dönüşür.
NİASİNAMİD
Nikotinamid ribozit (NR) ve nikotinamid
mononükleotit (NMN), nikotinamid adenin
dinükleotidin (NAD+) öncüleridir. NAD+,
vücudunuzdaki her hücrede bulunan ve enerji
metabolizması, DNA onarımı ve gen ifadesi dahil
olmak üzere birçok kritik süreçte yer alan bir
bileşiktir.
Nasa da yapılan bir araştırmada vitamin B6 ile
beslenen farelerin ömürlerinde %11 artış kaydedildi.
NMR ve NR ile takviye, vücudunuzdaki NAD+
düzeylerini artırmaya ve yaşa bağlı genetik
değişiklikleri önlemeye yardımcı olabilir. Birçok yaşam
sürecinde önemli bir rol oynayan Vitamin B6,
aminoasitlerin metabolizması için gereklidir. Kalp krizi
ve inme için koruyucu bir etmendir. Keratinositlerde
anti tümör etkiyi azaltır. UVB nin fotokarsinojen
etkisini azaltır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir,
böbrek taşı oluşumunun önlenmesine yardımcı olur,
mide bulantısını azaltır, Gece kas kramplarını, ellerin
uyuşmasını azaltır
Doğal kaynakları; Buğday kepeği ve tohumu, bira
mayası, karaciğer, balık, soya fasulyesi, lahana,
pekmez, yumurta, yulaf, yer fıstığı, ceviz
ZERDEÇAL (Curcumin)
Zerdeçaldaki ana aktif bileşik olan kurkuminin, güçlü
antioksidan potansiyeline atfedilen güçlü yaşlanma
karşıtı özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir. Hücre
yaşlanması, hücreler bölünmeyi bıraktığında
meydana gelir. Yaşlandıkça, yaşlanmayı ve hastalık
ilerlemesini hızlandırdığına inanılan yaşlanan hücreler
artar. Araştırmalar, kurkuminin sirtuinler ve AMP ile
aktive olan protein kinaz (AMPK) dahil olmak üzere
hücresel yaşlanmayı geciktirmeye yardımcı olan ve
uzun yaşam ömrünü destekleyen belirli proteinleri
aktive ettiğini gösteriyor. Ayrıca, kurkuminin hücresel
hasarla mücadele ettiği ve meyve sineklerinin,
yuvarlak solucanların ve farelerin ömrünü önemli
ölçüde artırdığı gösterilmiştir. Bu bileşiğin yaşa bağlı
hastalıkları ertelediği ve yaşa bağlı semptomları da
hafiflettiği gösterilmiştir.
Zerdeçal alımının insanlarda yaşa bağlı zihinsel
gerileme riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmesinin
nedeni bu olabilir
Glukopiranozitler
Resveratrol ve Polidatinler
Resveratrol ve polidatinler bir çok meyve ve
sebzede bulunan glukopiranozidlerdir. Serbest
radikal çöpçülüğü ve vitamin E ve C ye benzer
şekilde lipid peroksidasyonun engellenmesi, sinir
sistemine ve kalbe koruyucu etkileri vardır.
Resveratrol bazı bitkilerce üretilen antibakteriyel ,
antifungal, UV ve diğer hasarlara karşı etkili bir
fitoaleksindir. Özellikle kırmızı üzümün kabuğunda
bulunması nedeni ile kırmızı şarapta da bolca
bulunur. Ayrıca ananas, ahududu, erik, yerfıstığı,
dut, yabanmersini, kakao ve uzakdoğu tıbbında
önemli olan madımak bitkisinin gövde ve köklerinde
mevcuttur. Resveratrol'un birçok canlıda yaşam
süresini arttırdığı kanıtlanmıştır.
Yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi, kalori
kısıtlamasının uygulandığı tüm hayvanların yaşam
süresinde uzama olduğu bilinen bir gerçek. Yapılan
deneylerde kalori kısıtlaması farelerin sadece yaşam
süresini uzatmakla kalmayıp onların daha sağlıklı
olmalarını da sağlamıştır. Birçok hastalığa karşı
daha yüksek direnç göstermişlerdir. Kalori
kısıtlaması tüm bu etkilerini, Sirtuin (SIRT1) adı
verilen bir genin aktifleşmesine neden olarak
gerçekleştirmektedir. İlginç olan nokta kalori
kısıtlanmasına gerek olmadan Resveratrol'un aynı
etkiyi gösterebilmesidir.
SELENYUM
Birçok araştırma sonucunda, selenyumun birçok
kanser tipine iyi geldiği ve hatta kanser tedavisinde
etkili olabileceği ortaya çıkmıştır. Fakat
yaşlanmamak için hergün selenyum alan bir kişinin
selenyum miktarını, toksik yan etkilerinden
korunmak için, düşük tutması gerekir.
HYDERGİNE
Hem erkeklerde hem kadınlarda hafızayı ve
öğrenmeyi artırdığı bilinmektedir. Hydergine beyne
kan akışını arttırır dolayısıyla beyne giden oksijen
miktarı artar. Beyin hücreleri beslenir ve yenilenir,
beyin hücrelerindeki serbest radikallerin zararı en
aza indirgenir. Beyindeki ATP düzeyini arttırarak
beyindeki enerji üreten glikozun kullanımını artırır.
PİRACETAM
Beyin nöronlarındaki öğrenme ve hafıza
reseptörlerinin duyarlılığını artıran ve aminoasit
olan GABA nın bir türevidir. Hayvanlarda ve
insanlarda yapılan çalışmalara göre ‘piracetam’ın
hafızayı güçlendirdiği, dikkat ve konsatrasyonu
artırdığı görülmüştür. Piracetam zekayı artırmada,
yaratıcılığı ve bilgiyi işleme yeteneğini kullanmada
yardımcıdır. Piracetam’ın, beyinin alanlarını ve
beynin içindeki elektriksel aktiveteyi ayarlayarak,
beynin sağlıklı kalmasını düzenlediği görülmüştür.
ALLANTOIN
Hücre tamir işlemine yardım ederek hücre yapımını
uyarır. Deri koruyucu etkisi nedeni ile kozmetik
kremlerde , losyonlarda etkinliği ve kullanımı
arttırdığı için tercih edilmektedir. Şampuanlar dudak
kremleri, traş kremleri, güneş kremleri, banyo
köpükleri, saç jöleleri, bebek pudraları ve değişik
aerosoller. Topikal ilaç olarak da kullanılmaktadır.
Son zamanlarda diş macunları ve gargaralarda da
kullanılmıştır. Allantoin hücre yenileyici epitel uyarıcı
ve kimyasal bir temizleyici olarak bilinir. Ölü
dokuları temizlediği ve yeni doku gelişimini
hızlandırdığı söylenmektedir
FURFURİLADENİN (KINERASE)
Doğal bitki büyüme faktörüdür. Bitki yaprağını kesip
furfuril adenin içeren bir sıvıya koyarsanız yeşil kalır.
Aksi takdirde kahverengine döner. İn vitro
koşullarda insan hücrelerinde de benzer etki
göstermiştir. Hücre yaşlanmasını yavaşlatıp geriye
döndürür.
ÜRİK ASİT
Son yıllarda ürik asidin önemli bir biyolojik
antioksidan olduğu anlaşılmıştır. Yapılan
çalışmalarda ürik asidin hücre içi ve hücre dışı
mekanizmalarda rol oynayan güçlü fizyolojik bir
antioksidan olduğu anlaşılmıştır. Mekanizması tam
anlaşılmamış olsa da bakır ve demir gibi metallerle
kompleksler oluşturarak plazma askorbat düzeyi
üzerinden etki göstermektedir.
DEPRENYL
Parkinson ve Alzheimer hastalıklarının olumsuz
etkilerini en aza indirir. Uzun süreli kullanımı ile ilgili
kesin deneysel bilgiler yoktur. Deprenyl’in en önemli
özelliği yaşlanmayı yavaşlatmasıdır. Çünkü beyin
nöronlarını nörotoksinlerden korur, antioksidan
enzimlerin seviyelerini artırıp, dopamin azaltıcı
enzimlerin seviyesini düşürür. Yapılan deneylerde
farelerin ömrünün uzadığı görülmüştür.
VİTAMİN C
Yaşam için esansiyeldir. 1930 larda keşfinden sonra
bir çok etkisi keşfedilmiştir. Prokollagenin prolinin
lizinin hidroksilasyonunda gereklidir. Eksikliğinde
purpura keratotik folikuller ve diş eti kanaması
oluşur. Suda eriyebilen bir antioksidandır. Serbest
radikalleri tutar ve E vitaminini tekrar oluşturur.
Kollagen yapımı ve salınmasında düzenleyicidir. UV
radyasyon sonrası miktarı azalmaktadır. Vitamin
güneş tarafından oluşan hasarı düzeltir. E vitamini
ile birlikte güneşe bağlı eritem eşiğini yükseltir.
Derinin yaşlanmasını düzeltir ve kollajen yapımını
arttırır. Sentetik kollagenlerin de stabilizesini sağlar.
Asidik yapısı nedeni ile bazı cilt kremlerinde de
kullanılır
DIMETILAMINOETANOL (DMAE)
Sarkık deriyi kaldırması ve cilt sıkılaştırması
üzerindeki etkisi nedeni ile ön plana çıkmıştır Kas
ve sinirler üzerine de etkisi nedeni ile mental
fonksiyonları da düzeltir kas uyarılarından sorunlu
sinir kas kavşaklarında etkisi ile kasları uyarır.
Serbest radikal çöpçüsü olarak bilinir.
RETIN A
Gece körlüğüne, zayıf görüşe karşı koyar ve birçok
göz rahatsızlığına yardımcı olur. Solunumla ilgili
enfeksiyonlara karşı direnç sağlar. Bağışıklık
sisteminin tam olarak fonksiyon göstermesine
yardımcı olur.Kırışıklıkların yok edilmesine yardımcı
olur. Büyümeyi, sağlıklı kemikleri, sağlıklı bir cildi,
saçı, dişi ve diş etlerini geliştirir. Sivilcenin, yüzeysel
kırışıklıkların, sivilcenin ve dıştan uygulandığında
açık ülserin tedavisine yardımcı olur. Balık karaciğer
yağı, karaciğer, havuç, koyu yeşil ve sarı sebzeler,
yumurta, süt ve süt ürünleri, margarin ve sarı
meyvelerde mevcuttur.
POLİFENOLLER
Epikateşinler olarak da bilinir. Antioksidan doğaya
sahiplerdir.UVB ye tutulmuş insan keratinositlerinde
antioksidan etki göstermişlerdir. Oral veya topikal
kullanıldıklarında hayvanlarda UV tarafından
oluşturulan tümörleri tedavi edici etki göstermiştir.
Epigallocatechin 3 gallate EGCG en ünlüsüdür
ve yeşil çayda bulunur. Genistein soya fasulyesinde,
pycnogenol fransız deniz çamı ekstresinde bulunur
etkin bir serbest radikal baskılayıcı ve antitumor
etkinliği vardır. Yeşil çay içerisindeki güçlü
antioksidan maddeler topikal ve sistemik olarak,
güneş hasarı etkilerine karşı koruyucudur.
CROCİN
Hint ve İspanyol mutfağında yaygın olarak
kullanılan popüler, pahalı bir baharat olan
safranda sarı bir karotenoid pigmenttir.
İnsan ve hayvan çalışmaları, krosinin antikanser,
anti-inflamatuar, anti-anksiyete ve antidiyabetik
etkiler dahil olmak üzere birçok faydası olduğunu
göstermiştir .
Ayrıca, krosin yaşlanma karşıtı bir bileşik olarak
hareket etme ve yaşa bağlı zihinsel gerilemeyi
önleme potansiyeli açısından araştırılmıştır.
Test tüpü ve kemirgen çalışmaları, krosinin,
yaşlanma sürecine katkıda bulunan bileşikler olan
gelişmiş glikasyon son ürünlerinin (AGE'ler) ve
reaktif oksijen türlerinin (ROS) üretimini
engelleyerek yaşa bağlı sinir hasarını önlemeye
yardımcı olduğunu göstermiştir.
Crocin'in ayrıca iltihabı azalttığı ve UV ışığının
neden olduğu hücresel hasara karşı koruyarak
insan cilt hücrelerinde yaşlanmayı önlemeye
yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Yine de burda yazılanlar
tamami ile kanıtlanmamıştır ve
yanlızca antiaging akımı
hakkında bir bilgi verme amacı
içermektedir.
DİĞER ANTİOKSİDANLAR
•
Katalaz: Hidrojen peroksidi su ve
oksijene çevirir.İnsan vücudunda
bulunan önemli bir antioksidandır.
•
Süperoksit dismutaz : Süperoksitleri
yok eder. Büyük moleküllü olduğundan
deriye penetrasyonu zordur deri alt
tabakalarında bulunur.
•
Peroksidaz: Oksijen tüketimi
tokoferoldan daha iyidir. Antibakteriyel
etkisi de vardır
•
Coffeeberry: Kahve bitkisinden elde
edilir. Kırışıklıklarda ve pigmentasyon
bozukluğunda etkili bulunmuştur.
Dermatoloji &
Estetik
Dermatoloji